Poedat Kolektifi'nin kurucusu Fırat Akova'yla disiplinlerarası bir
gençlik buluşması olan Poedat Konferansı 2015 hakkında söyleştik. Akova,
2012'den beri 15 etkinlik düzenleyen ve 450 kişilik büyüyen bir
topluluk oluşturan kolektifin 4-6 Aralık'ta Studio-X Istanbul'da
düzenleyeceği konferansı ve konferansın LGBTİ konusuna olan
yaklaşımını anlattı. Türkiye'deki akademik çevrede henüz pek
dillendirilmeyen LGBTİ kimliği ve hareketi, konferansın başvuru
bekleyen on bildiri alanından bir tanesi.
Bize kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz?
Ben
Fırat Akova. Poedat Kolektifi’nin kurucusu ve Poedat Dergisi’nin genel
yayın yönetmeniyim. McGill Üniversitesi’nde felsefe ve sosyoloji okudum.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Felsefe ve Toplumsal Düşünce Bölümü’nde
yüksek lisans yapıyorum. Kanada’daki bir felsefe kuruluşu olan
Philopolis Montréal’de yönetim kurulu üyesi ve üniversite temsilcisi
olarak çalıştım. 14. Türkiye Felsefe Olimpiyatı’nda altın madalya
kazandım ve Türkiye’yi temsilen katıldığım 18. Uluslararası Felsefe
Olimpiyatı’nda Harvard Üniversitesi’nin başkanlığını yaptığı
uluslararası bir kurul tarafından onur ödülüne layık görüldüm. Çeşitli
edebiyat yayınlarında çalışmalarım basıldı. Politik topluluklarda ve
sivil toplum örgütlerinde gerçekleşmesine yardım ettiğim projeler oldu.
Poedat Kolektifi nedir, neler yapıyor, neleri amaçlıyor?
Poedat
Kolektifi, eski adıyla Yalın Ayaklar Kulübü, 2012’nin bir kış günü
kuruldu. Kuruluşundan beri başta felsefe olmak üzere edebiyat,
sosyoloji, psikoloji gibi alanlara değen etkinlikler düzenledik.
Bilginin olanaklılığından Charles Baudelaire’e, tanrıdan anarşizme, Sait
Faik Abasıyanık öykülerinden Stephen Hawking’in röportajlarına,
sapkınlık araştırmalarından Kim Ki-duk filmlerine, Alberto
Giacometti’nin varoluşçu estetiğinden küresel yoksulluk olgusuna, Varlık ve Zaman’dan
Walter Benjamin’e kadar birçok konu, kişi, kavram, metin ve
tarihsel-sosyal gerçek üstüne konuşmalar ve tartışmalar gerçekleştirdik.
Ağırlık merkezimiz hem yönetim hem de katılım olarak genç kuşak,
özellikle de üniversite öğrencileri. 450 kişinin katılım sağladığı bir
topluluğa sahibiz.
Mevsimlik dergimiz birinci yılını kutluyor.
İstanbul Grubumuz bir tartışma topluluğu olarak geçen yıldan beri etkin.
Gelecekte “yaşam okulu” kurma gibi bir düşümüz var. Şu an ise
disiplinlerarası bir gençlik buluşması olan Poedat Konferansı 2015’i
hazırlıyoruz.
Poedat Konferansı 2015 hakkında bilgi verebilir misiniz?
Poedat Konferansı 2015, 4-6 Aralık’ta Studio-X Istanbul’da felsefeden
sosyolojiye, psikolojiden antropolojiye, mimarlıktan ekolojiye,
edebiyattan kültürel çalışmalara farklı disiplinlerin kesiştiği 10
alanda üniversite öğrencilerinden ve genç bağımsız araştırmacılardan
bildiriler bekliyor. Bilginin yaratıcı bir biçimde erişilebilir
kılınması ve toplumsal bir işlev tutması amacımızı çok kültürlü bir
ortam ile taçlandırmayı arzuluyoruz; o nedenle konferansı değişik
bireylere, kesimlere ve topluluklara çağrılar yaptığımız bir tanışma
alanı olarak da kurguluyoruz. Yan etkinliklerin düzenlenmesi,
katılımcıların odağa alındığı çalışmaların gerçekleştirilmesi, sosyal
medyanın kamusal bilgi merkezine dönüştürülmesi ve İstanbullu olmayan
katılımcıların İstanbullu katılımcılar tarafından ağırlanması gibi
başlıklarla da konferansın yenilikçi yönünü öngörüyoruz.
Poedat Konferansı 2015’e katılım nasıl sağlanabilir?
Konferansa konuşmacı olarak katılmak isteyenler duyurduğumuz 10 bildiri alanını poedat.org/poedat-konferansi-2015
sayfasından inceleyip kendilerine en uygun düşen bildiri alanı için 15
Ekim’e kadar 300 sözcüklük bir bildiri özeti gönderebilirler. Yapılacak
değerlendirme sonucunda kabul edilen bildiri özetlerinin sahiplerinden
bildirilerin tam metnini isteyeceğiz. Konferansa dinleyici olarak
katılmak isteyenlerin ise gelişmeler için Facebook etkinliğimizi takip etmelerini öneriyorum. Konferansla ilgili önerileri olanlara da bilgi@poedat.org adresinden açığız.
Konferansta
LGBTİ araştırmaları üstüne de bildiri beklediğinizi belirtmişsiniz.
Bildiri alanlarınıza LGBTİ araştırmalarını neden dâhil ettiniz?
LGBTİ,
üstüne biyolojik ve antropolojik çalışmalar yapılabilecek bir alan,
dahası, sosyolojik olarak da irdelenebilecek tarihsel bir dağarcığa
sahip; söz konusu dağarcık Türkiye’nin sosyal dokusundaki kapalılık
nedeniyle tanınmıyor, yeterince işlenemiyor, hak ettiği konuma
ulaşamıyor. LGBTİ kimliğinin ve hareketinin bilinmesine ve bir değer
olarak yükseltilmesine katkı sağlamak amacıyla bildiri alanlarından bir
tanesini de LGBTİ araştırmaları dâhil olmak üzere bedensellik, cinsiyet,
feminist dalgalar, kuir konularına ayırdık.
LGBTİ, ne yazık ki
henüz fısıldanarak konuşulan gerçeklerden biri. Ancak son yıllarda LGBTİ
bireylerin varlığı ve talepleri belirgin olmaya başladı. Konferans,
LGBTİ bireylerin çoğunlukla yok sayıldığı bir coğrafyada bir bakıma
onları ve onların umutlarını, kaygılarını, koşullarını öne çıkararak
“Biz onlarlayız ve tanığız” diyor. O açıdan bildiri alanlarımızın içinde
LGBTİ araştırmalarının yer almasını onlardan yana alınmış bir tutum
sayıyoruz. Üstelik LGBTİ bireylere yönelik olumlu gelişmelerin sadece
yurt dışında kalmasını istemedik ve LGBTİ araştırmalarını konferansın
bildiri alanına koyarak yeni bir sayfanın Türkiye’de de açılmakta
olduğunu herkese anımsatma amacını güttük.
Kolektifin çalışma ekibinde LGBTİ üyeler var mı? Etkinliklerinize LGBTİ bireyler katılım sağlıyor mu?
Kolektifin
çalışma ekibinde kimliğini açıktan LGBTİ olarak tanımlayan bir dostumuz
şimdiye kadar görev almamış olsa da etkinliklerimizde kimliklerini
açıktan LGBTİ olarak tanımlayan katılımcılarımız oldu.
İnanıyoruz
ki LGBTİ bireylerin kabulü ve haklarının teslim edilişi, herkesin durumu
bildiği ancak hiçbir şey demediği, diken üstünde olmayı hissettiren bir
suskunluktan değil, kimliklerinin ve yüzleştikleri sorunların
olabildiğince dile döküldüğü bir açıklıktan geçiyor. O nedenle
etkinliklerimizde LGBTİ bireyler için samimi bir ortam oluşturmaya özen
gösterdik, zaman zaman deneyimledikleri duygusal ve toplumsal durumlar
hakkında onlarla sohbet ettik, kolektifte Güvenli Bölge aracılığıyla
korunduklarını her daim vurguladık.
Güvenli Bölge nedir? LGBTİ bireylere nasıl bir koruma sağlıyor?
Güvenli
Bölge, tek bir cümleden oluşan, içini olabildiğince geniş tuttuğumuz
bir ilke, olmazsa olmazımız: “Herkes ırkı, etnik kökeni, dili, biyolojik
cinsiyeti, cinsel yönelimi, cinsiyet kimliği, fiziksel ve zihinsel
özellikleri, yaşı, eğitim seviyesi, kültürel alışkanlıkları, toplumsal
konumu, maddi durumu, inancı, politik düşünceleri, dünya görüşü ve yaşam
biçimi ne olursa olsun kişiliği ölçüsünde hak ettiği saygıyı özgürlükçü
ve barışçıl bir ortamda bulur.”
Güvenli Bölge, toplumsal dezavantaja sahip diğer kesimler gibi, LGBTİ bireyleri
de koruyor. Aslında biz Güvenli Bölge’yi uygulamakla ek bir şey
yapmıyoruz, zaten olması gerekeni, yani ayrımcılığa karşı sokaklarda,
parklarda, okullarda, iş yerlerinde, hastanelerde, hapishanelerde, her
türlü kamusal ve özel alanda sağlanması gereken asgari koruma pratiğini
yerleşik kılmaya çabalıyoruz. Her etkinliğimizde Güvenli Bölge'yi
açıklıyoruz ve tüm katılımcılarımızın ilkemize uymasını bekliyoruz. Çok
az yaşanmış olsa da Güvenli Bölge'nin ihlal edildiği ya da ihlal
edilmesine yakın olan durumlar oluştuğunda katılımcılarımızdan biri ya
da birkaçı mutlaka Güvenli Bölge'yi anımsatıyor ve içinde bulunulan
durumun neden Güvenli Bölge'yi ihlal ettiğini, kendisini ya da kendisi
dışındaki kimseleri neden rahatsız edebileceğini bildiriyor. Ortamın
olgunluğu ve Güvenli Bölge’nin içselleştirilmiş olması sayesinde ciddi
bir sıkıntı yaşamadık. Güvenli Bölge'yi bilerek, isteyerek, ısrarla
ihlal etme niyetini kolektiften çıkış nedeni sayıyoruz.
Çalışmalarınızda başarılar diliyoruz. Size ulaşmak isteyenler ne yapmalı?
Çok teşekkür ederiz. Bize ulaşmak isteyenler bilgi@poedat.org
adresinden bize yazabilir, etkinlikler hakkında bilgi alabilir,
konferansta gönüllü olmak ya da ekipte çalışmak için başvuruda
bulunabilirler.
Türkiye LGBTİ Birliği, Türkiye Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks Birliği
Öne Çıkan
Transeksüel model Quinlivan, Chanel’in yeni yüzü oldu
Trans model Teddy Quinlivan Chanel’in yeni yüzü oldu. Daha önce de birçok markanın kampanya yüzü olan model, Chanel Beauty ile kariye...
Popüler
-
Podyumların önce androjen şimdilerde trans modeli Andreja Pejic Vogue'un mayıs sayısına verdiği röportajda, operasyon geçirip kadın ol...
-
Biri 6 yaşında, diğeri 8. Her ikisi de erkek olarak doğdu ama artık kız olarak yaşamak istiyorlar. BBC'den Victoria Derbyshire, cinsi...
-
Türkiye’nin en popüler LGBTİ blogger’larından “ O gay; ben de ” ile çok özel bir söyleşi yaptık. Bu muhteşem bloğun sahibi okuyucularımız...
-
Transeksüel sendromu, dünya çapında üniversite hastaneleri tarafından tedavi edilen, doğuştan olan tıbbi bir durumdur. Annenin dölyatağı...
-
Dünyanın en önemli modacılarından Giorgio Armani, ‘The Sunday Times Magazine’e verdiği röportajda gay’lerin kıyafet seçimi, kaslı erkekle...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder