Öne Çıkan

Transeksüel model Quinlivan, Chanel’in yeni yüzü oldu

Trans model  Teddy Quinlivan  Chanel’in yeni yüzü oldu. Daha önce de birçok markanın kampanya yüzü olan model, Chanel Beauty ile kariye...

Popüler

20 Ekim 2019 Pazar

ABD, LGBT derneğine 22 milyon dolar yardım yapıyor


Independent Türkçe’de yer alan habere göre, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ABD’nin Ankara’da bir LGBT derneğine 22 milyon dolar yardım ettiğini iddia etti.
İşte Independetn Türkçe’de yer alan o haber..
Hak-İş Konfederasyonu’na bağlı Özçelik-İş Sendikasının düzenlediği toplantıya katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ABD’nin Ankara’da LGBT derneklerine 22 milyon dolar yardım ettiğini öne sürdü.
Soylu, konuşmasında özetle şunları söyledi:

“Dünya’nın en önemli devletlerinden bir tanesi yani Amerika, bir taraftan PYD’ye yardım ediyordu. Ama size yardım yaptığı bir yer daha söyleyeyim mi? LGBT’ye yardım yapıyor. Ankara’daki bir LGBT derneğine Amerika Birleşik Devletleri 22 milyon dolar yardım yapıyor. Benim burada konuşmama gerek var mı? Neyle karşı karşıya kaldığımızı ve hangi cereyanla karşı karşıya kaldığımızı. Aslında temel hedefin inancı, kimliği ve bu coğrafyadaki varlığı olduğunu ifade etmem için bundan sonra kelimelerle ifade etmeme gerek var mı acaba?”

Almanya’daki LGBTİ Mülteciler İçin Rehber


1. Almanya’daki LGBTİ mülteci koruması

1.1 LGBTİ bireyleri Almanya’da hangi durumda iltica hakkına sahip olur?

Bir birey, lezbiyen, gey, biseksüel, trans ya da interseks olmasından dolayı takip altındaysa bu durum, Almanya’dan iltica talep etmek için geçerli bir dayanaktır. Takip, burada kişinin cinsel yönelimi ya da cinsel kimliği nedeniyle kendi ülkesinde ağır şiddet, ölüm, hapis ya da diğer insanlık dışı muamele tehdidi altında olması anlamına gelmektedir. LGBTİ Almanya’da bir tabu değildir. Bu konu hakkında Almanya’da açık bir şekilde konuşabilmektedir.

1.2 Devlet takibi ne zaman bir iltica sebebidir?

Takip ya da ayrımcılık eylemleri, nitelik veya tekrarı nedeniyle, insan haklarının ağır bir şekilde ihlal edildiği anlamına gelmesinden dolayı ciddi bir durum teşkil etmektedir. Eşcinsel eylemlerinin cezalandırmaya tabi olduğu gerçeği tek başına bir takip eylemi olarak teşkil görülmemektedir. Yalnızca fiili bir cezanın uygulanması, bunu takip bir eylemi haline getirmektedir.

1.3 Aile takibi hangi durumda bir iltica sebebidir? (devlet dışı takip)



Takip devlet tarafından (polis, yargı vb.) değil, devlet dışı bir kurum ya da kişi tarafından (aile, milis vb.) yapılıyorsa yapılan zulüm, devletin koruma sağlamadığının ya da koruma sağlamaya isteksiz olduğu kanıtlandığı takdirde iltica nedenidir. Ülkenin başka bir bölgesine kaçmanın ya da polise sığınmanın koruma sağlamayacağı kesinleştiyse aile tarafından yapılan şiddet veya şiddet tehdidi iltica için temel teşkil etmektedir.

1.4 İltica sürecinde nerede konaklayabilirim?

İltica başvurusunu yaptıktan sonra federal bir eyalete atanırsınız. İltica prosedürü sırasında başlangıçta ortak konaklama olacaktır. Kural olarak mülteciler olumlu sığınma kararından sonra bir belediyeye tahsis edilirler, bir uyum kursuna katılır, kendi evlerine çıkmalarına ve çalışmalarına izin verilir. Bazı durumlarda LGBTİ bireylere özel konaklama imkânları sunulur.

2. İltica süreci

2.1 İltica süreci nasıl işler?

İltica yalnızca Almanya sınırları içinde uygulanabilir. İltica süreci genellikle Federal Göçmen ve Mülteci Dairesi (BAMF) tarafından yürütülen iki görüşme içermektedir. İlk görüşmenin amacı, hangi “Dublin Devleti”’nin duruma uygun olduğunu tespit etmektir. “Dublin Devletleri”, tüm AB ülkelerinin yanı sıra şu anda İzlanda, Norveç, Lihtenstayn ve İsviçre’dir. İkinci duruşmada ülkeden kaçma nedenleri görüşülür. Nadir olarak iki duruşma da aynı gün içinde gerçekleşebilir.

2.2 Görüşmeden önce ne yapmalıyım?

Hazırlık aşamasında iltica danışmanlığı ve LGBTİ mülteci derneklerinden yardım almaları mutlaka tavsiye edilir. Tüm takip eylemlerini kronolojik olarak kayıt altına almak, kanıt toplamak ve bireyin yaşadıkları hakkında konuşabilmesi için pratik yapması önemlidir. Ayrıca e-mail yoluyla erkenden, LGBTİ konusunda eğitimli bir dinleyici talep etmek ve sağlanacak olan refakatten
faydalanmak da tavsiye edilir.

2.3 İlk görüşmede neler olacak? (“Dublin Sistemi”)

Esas olarak ilk görüşme; şahsi sorular yanında ailenin ikametinden, bireyin kaçmak için kullandığı yollara kadar çeşitli sorular içerir. Temel olarak, giriş için gerekli olan vizeyi veren ilgili “Dublin Devleti”, iltica sürecinden sorumludur. Eğer bir kişi, vize olamadan ülkeye giriş yaparsa bu kişiden ilgili “Dublin devleti” sorumludur. Genel olarak bu kişi o ülkeye geri gönderilir.

2.4 İkinci görüşmede neler olacak? (kaçış sebepleri)



İkinci görüşmede kişinin ülkesinden kaçış nedenleri görüşülür. Bu nedenler, çelişki ve boşluklar olmaksızın, somut, kolay anlaşılır ve ayrıntılı bir şekilde anlatılmalıdır. Görüşme sırasında yalan söylenmesi halinde bu, BAMF tarafından tespit edilir ve bunun sonucunda iltica talebi reddedilir. Görüşme sonunda tutanak yeniden orijinal diline çevrilir ve bu belge, geçerli bir şekilde imzalanır. Bu nedenle sorun teşkil edebilecek tüm konuların görüşme sırasında tutanakta mutlaka belirtilmesi gerekmektedir.

3. Koruma türleri ve yasal olanaklar

3.1 Uluslararası koruma türleri nelerdir?

Geleneksel sığınma (ilk olarak 3 yıl), Almanya’ya direkt uçuşla gelen politik takip görmüş kişiler için uygulanır. Öte yandan, başka bir AB ülkesi üzerinden giriş yapan takip altında kalmış bireyler mülteci statüsüne sahip olurlarsa onlar için de bu süreç uygulanır (aynı şekilde 3 yıl). İç savaş mültecileri genellikle geçici koruma alırlar (ilk olarak 1 yıl). İltica etme nedenleri devam ederse statüleri uzatılır.

3.2 İç savaşın olduğu ülkelerden gelen LGBTİ mülteciler nelere dikkat etmelidir?



İç savaşın olduğu ülkelerden gelen, cinsel yönelimleri ya da cinsel kimlikleri nedeniyle ayrımcılığa ve takip eylemlerine maruz kalan LGBTİ mültecileri de iltica sürecinden mutlaka haberdar olmalıdırlar. Bu sayede bu bireyler de ülkelerindeki iç savaştan bağımsız, üç yıllık koruma statüsüne erişebilirler. Bu sebepleri daha sonra gündeme getirmek daha zor olacaktır.

3.3 Olumsuz bir karar çıkması durumunda ne yapmam gerekir?



Olumsuz bir kararın çıkması, kişinin mutlaka ülkeyi terk etmesi anlamına gelmemektedir. Her durumda, olumsuz bir karar çıkması halinde bir avukat aracılığıyla dava açmak mümkündür. Açılan davanın kaybedilmesi durumunda bile kişi birçok durumda, çeşitli nedenlerle sınır dışı edilmez. Bu nedenle başarısız olunan iltica başvurularına rağmen sınır dışı edilme engellerinin olup olmadığını kontrol etmek mantıklı olacaktır.

3.4 Hızlandırılmış prosedürler nelerdir?

Hızlandırılmış prosedürler, iltica nedeninin bulunmadığı ve ispat durumunun tersine işlediği durumlarda geçerli olur. Bunlar, güvenli olarak sınıflandırlan ülkelerden (Tüm AB ülkeleri ve şu anda tüm Balkan devletleri, Gana ve Senegal) gelen mülteciler için gerçekleştirilmektedir. Kanıtlanabilir şekilde yanlış kimlik bilgisi sunan veya belgelerini yok eden mülteciler için de hızlandırılmış prosedür uygulanır.

4. LGBTİ’ye özgü hususlar

4.1 Kimliğim ve cinselliğim ile ilgili hangi bilgileri vermeliyim?

LGBTİ mültecileri, iltica prosedüründe cinsel yönelimlerini ya da cinsel kimliklerini açıklamalıdırlar. Bunun için de özel yaşamları, kendilerini keşfetme süreçleri ve bugüne kadar olan ilişkileri hakkındaki sorulara cevap vermeleri gerekmektedir. Cinsel uygulamalar hakkındaki soruların sorulması yasaktır. Cinsel içerik barındıran fotoğraflar ve videolar kanıt olarak kabul edilmeyecektir.



4.2 İltica sürecinde cinsel kimliğimi ve yönelimimi açıklamadığım takdirde ne yapabilirim?

Genel olarak bir iltica süreci olumsuz olarak sonuçlandıysa, daha fazla gerekçe göstermek için kişiye ikinci bir görüşme hakkı verilmez. Bu nedenle cinsel yöneliminizi ya da cinsel kimliğinizi başlangıçtan itibaren ülkenizden kaçış sebebi olarak göstermeniz önemlidir. Korku ya da utanç duyduklarından dolayı kimliğini açıklamayan LGBTİ bireyleri, olumsuz sonuçlanan görüşmenin ardından takip başvurusunda bulunmak için bir avukata başvurabilirler.

4.3 Açık bir şekilde ülkemde yaşamıyorsam sığınma hakkı elde edebilir miyim?

Kendi ülkelerinde açık bir şekilde yaşamamış ve takip altında kalmadan ülkelerini terk etmiş olan LGBTİ mültecileri, yalnızca ülkelerini takip altında kalmak korkusuyla terk etmiş olmaları durumunda sığınma hakkı elde ederler. Kendi itibarlarını korumak ya da ailelerini korumak için kendi ülkelerinde gizli bir şekilde yaşamış olan bireyler için bu geçerli bir iltica sebebi değildir. Bu durumda bu kişilerin ülkelerinde yaşamaya devam edebilecekleri ve takip altında olmalarının muhtemel olmadığı varsayılır. Öte yandan başarılı bir evlilik, homoseksüel ya da biseksüel olunmadığının kanıtı değildir.

4.4 LGBTİ’ye karşı ayrımcılık iltica nedeni midir?

Çoğunluk topluluğun hakaretleri, soyut tehditleri ve homofobik ya da trans düşmanı tutumları iltica için bir dayanak değildir. Ancak kişinin ülkesindeki ayrımcılığın insan haklarını ihlal edecek seviyelere varması durumunda bu, iltica için yeterli bir dayanaktır. Bu ayrımcılıklar bireyin eğitim ya da sağlık sisteminde ya da iş piyasasında maruz kaldığı dışlanmalar da olabilir.

Queer Refugees Deutschland

LSVD (Almanya Lezbiyen ve Gey Birliği) “Queer Refugees Almanya” Projesi, LGBTİ mültecilerine ve LGBTİ mültecileriyle çalışan kuruluşlara danışmanlık yapar, onları bilgilendirir, destekler ve birleştirir.

Sundukları arasında:

• LGBTİ‘li mülteciler için danışmanlık ve yerel derneklere yönlendirme
• Mülteci kampları, danışma merkezleri, çeviri kurumları ve resmi kurumlara, LGBTİ mülteciler bağlamında eğitim hizmeti
• LGBTİ‘li aktivistlerin arasında iletişim oluşturma
• Bilgilendirme (web sitesi ya da broşür ve posterler aracılığı ile)

Daha fazla bilgi edinmek ve yerel dernekler ile irtibata geçmek için: www.queer-refugees.de
İrtibat: queer-refugees@lsvd.de
Tel: 0049 / 163 / 26 63 711
İrtibat görevlileri: Lilith Raza (Almanca, Pencapça, İngilizce, Urduca, Hintçe) 0221 / 92 59 61-17 Patrick Dörr (Almanca, İngilizce, Fransızca, Arapça, İspanyolca) 0221 / 92 59 61-20

Neil Patrick Harris, Matrix 4 Oyuncu Kadrosuna Katıldı


How I Met Your Mother hayranlarının yakından tanıdığı bir isim olan Neil Patrick Harris, yönetmenliğini Lana Wachowski’nin yapacağı Matrix 4’ün oyuncu kadrosuna katıldı.

Henüz konusu belli olmayan, ancak yıldız oyuncu Keanu Reeves’in senaryosunu okuyup fazlasıyla iddialı bulduğunu söylediği Matrix 4’un oyuncu kadrosuna yeni bir isim eklendi. Bu isim ise How I Met Your Mother, Gone Girl, A Series of Unfortunate Events, Dr. Horrible’s Sing Along Blog gibi yapımların başarılı oyuncusu Neil Patrick Harris oldu. Harris aynı zamanda müzikal tiyatro kariyeriyle de biliniyor. Oyuncu, 2014 yılında Hedwig and The Angry Inch müzikalinde başrolü canlandırarak gösterdiği performansla Tony ödülüne layık görüldü.



Emmy ve Tony ödüllü ünlü aktör Neil Patrick Harris; 10 yılı aşkın bir süredir beraber olduğu, kendisi gibi aktör olan hayat arkadaşı David Burtka ile dünya evine girmişti.

Neil Patrick Harris, 2006 yılında bir röportajında eşcinsel olduğunu açıklayarak şunları demişti: ‘Dedikodu ve yanlış anlamalardan arınmış olarak şunu büyük bir gururla söylüyorum ki ben gay‘im, ve hayatımı dolu dolu yaşıyorum. Ayrıca işimde en sevdiğim insanlarla beraber çalışmak gibi bir şansa da sahibim.’



Harris bu açıklamasının ardından 2007 yılında Emmy Ödül Töreni’ne o dönemki erkek arkadaşı David Burtka’yla katılmış ve çift 2010 yılında taşıyıcı anne ile çocuk sahibi olmuştu. 2011’de nişanlanan ancak eşcinsel evlilikler yasal olana kadar bunu gizli tutan çift, 2014 yılında eşcinsel evliliklerin yasal olmasından sonra İtalya’da evlenmişti. İkilinin düğün törenine How I Met Your Mother’daki ekibin yanı sıra Elton John da katılmış ve seremonide şarkı söylemişti.

Homofobik vaaz verilen camiler kapatılacak

Amsterdam Belediye Başkanı Femke Halsema, vaazlarda kadınların aşağılandığı ve eşcinselliğin günah olduğunun savunulduğu camileri kapatacağını söyledi.

BBC Türkçe’de yer alan habere göre, Amsterdam’ın ilk kadın belediye başkanı olan Halsema, yerel AT5 kanalına yaptığı açıklamada, kadın ve eşcinsel karşıtı görüşleri nedeniyle son dönemde yoğun tartışmalara neden olan camilere ilişkin rahatsızlığını dile getirdi.

Halsema, imamların, kadınları aşağılayan, eşcinselliğin günah olduğunu savunan vaazlar verdiği camilere karşı harekete geçeceğini, bu tür olumsuz görüşlerde ısrar eden camileri ise kapatacağını vurguladı.

Amsterdam’ın inanç ve inancı yaşama özgürlüğü prensiplerini benimsediğini belirten Halsema, şunları söyledi:

“Ama biz köktendinciliğe hayır diyoruz. Fikirlerinizi başkalarına dayatırsanız, hukukun üstünlüğüne karşı saldırgan bir tutum takımırsanız, o hukuk devleti tarafından korunamazsınız. Amsterdam’da anti-demokratik vaazların verildiği birkaç cami var. Onları yakından izliyoruz. Buna devam ederlerse bizimle ciddi sorun yaşayacaklar.”

19 Ekim 2019 Cumartesi

Lezbiyenler Nasıl Tanışır?

Lezbiyen oluşunun bilincine varan kadın, bu oluşunu özgürce yaşayabilmek ve kendisi gibi olan diğer kadınlara ulaşabilmek ister. Çünkü zaten sosyal baskılara maruz kalan bir lezbiyen için sohbet edebileceği, kendini paylaşabileceği insanlara ulaşabilmek hem kendisini rahat hissedebilmesi hem de lezbiyenliğini rahatça dile getirebilmesi için çok önemli. Karşılaşılan toplumsal ve bireysel problemlerin tartışılıp çözülebilmesi için aynı şeyleri yaşayan insanların etkileşimleri çok faydalı olmakta. Bu etkileşimlerin varlığı lezbiyenlerin bu kimlik içinde hem kendileriyle hem de toplumla barışık yaşamaları anlamında çok önemli bir işleve sahip.
Türkiye’de bazı büyük şehirlerde eşcinsel gruplar vardır, yine bazı şehirlerde eşcinsellerin yeni yeni gruplaşmaları sözkonusu.  Bu oluşumların yanısıra eşcinseller oluşturdukları arkadaş gruplarıyla birbirlerine ulaşmaktalar. Ama kendini keşfetme sürecinde kendisi gibi olan insanlara ulaşabilme sıkıntısı çeken lezbiyenler çoğunlukla lezbiyen arkadaşlık & partner siteleri, mobil uygulamalar ve sosyal medya siteleri kullanarak yeni arkadaşlıklar ediniyor.

8 Temmuz 2019 Pazartesi

Çocuk İstismarı ve İhmali ile Mücadele Derneği





Çocuk İstismarı ve İhmali ile Mücadele Derneği'nin gözünden LGBTİ+ bireyler..

Bizi tüm birimlerimizin katkılarıyla bu çalışmaya iten en önemli sebep, üyelerimizle yaptığımız sohbetler sırasında Psikolojik Destek Koordinasyon Merkezi'mizde görevli bir Psikolog arkadaşımızın paylaştığı bir anısı olmuştur. Çocuk ve Ergen Psikolojisi ile Aile Terapisi Uzmanı olan arkadaşımıza bir aile danışmaya gelir. Anne baba 15 yaşındaki oğullarının eşcinsel davranışlara yönelmeye başladığını ve tedavi edilmesi gerektiğini beyan ederler. Ekonomik ve kültürel seviyeleri orta ve üst sınıf görünen aileye arkadaşımız, bu durumun bir hastalık olmadığını, bu sebeple de tedavisinin mümkün olmadığını belirtmesi üzerine, anne "Oğlunuz kanser deseydiniz, bunu kabullenebilirdim. Fakat bu söylediğinizi kabul etmem mümkün değil. Daha uzman birine gidelim." diyerek ayrılırlar.

Konuyla ilgili bir çok bilimsel makale, uluslararası bir çok araştırma ve pek çok uzman görüşü alınarak toplanan bilgilerin sizlerle paylaşılması sonrasında sizlerden bir kaç ricamız olacak.

1-) Önce dış ülkelere bakmak istedik. Amerika'nın Kaliforniya Eyalet Valiliği tarafından alınan kararda "Herhangi bir bilimsel ve tıbbi dayanağı olmadığı için eşcinsel kişilerin tedavi edilmelerine yönelik çalışmalar yasak."

2-) Dünyada #OnurYürüyüşü adlı eyleme en büyük katılımın olduğu Brezilya'da her 24 saatte bir eşcinsel öldürülüyor.

3-) İngiltere'de bir polis merkezinin önündeki bayrak direğine dayanışmayı temsil etmek için gökkuşağı renklerinde bayrak asılırken; Irak'ta, Suriye'de, Libya'da dinci terör örgütleri tarafından eşcinsel avları düzenleniyor, öldürülenler şehir meydanlarına asılıyor.

4-) Hollanda tarafından yapılan uluslararası bir araştırmada, eşcinsellikle ilgili toleransı ölçmek adına katılımcılara yöneltilen sorulardan biri, "Eşcinsel bir komşumuz olsun ister misiniz?" Ülkemizde verilen cevapların %85'i "HAYIR". Yani 7 kişiden 6'sı.

5-) HAYIR diyenlerin farklı gerekçeleri olsa da "EVET" diyenlerin en önemli ortak özelliği; bir lgbti birey tanımış, konuşmuş ya da birlikte çalışmış.

6-) Ülkemizle aynı kategoride olan ülkelerden bazıları; Zimbabve, Gana, Fas, Ruanda, Irak, Güney Kore...Bu ülkelerin neredeyse tamamında eşcinsellik cezalandırılan bir suç. Oysa ki ülkemizde son dört padişahın babası Abdulmecid döneminde, günümüzden 150 yılı aşkın süre önce,

7-) eşcinselliği suç olmaktan çıkartmıştı. Uluslararası Lezbiyen ve Gay Birliği'nin ( @ILGAWORLD ) verilerine göre dünya genelinde LGBTI bireylerin sayısı 3 milyara yaklaşmakta.

8-) Cumhurbaşkanı, "Eşcinseller, domuzdan da, köpekten de daha aşağılıktır." diyen, Zimbabve ile "Yaratılanı severiz, Yaradandan ötürü." diyen Yunus Emre'nin yetiştiği coğrafya aynı kategoride mi olmalı?

9-) Homoseksüellerin düzelmesi için zorla evlendirildiği, lezbiyenlere tecavüz edildiği, polis ve durumdan vazife çıkaran milislerin yasalarda suç sayılmadığı halde LGBTI avı yaptıkları orta doğu ülkeleriyle hoşgörü abidesi Mevlana Celalettin Rumi'nin yetiştiği coğrafya aynı...

10-) ... kategoride mi olmalı? Oysa ki; Anayasa Mahkemesi'nce "SAPKIN" söyleminin Anayasa'ya aykırı olduğunun ve nefret söylemi sebebiyle suç sayıldığı kararı alınmıştır. Eşcinsel öğretmenin işten atılmasını Danıştay hukuka aykırı bularak öğretmen lehine karar vermiştir...

11-) Bir Ağır Ceza Mahkeme heyeti 17 yaşındaki eşcinsel oğlunun kafasına ateş ederek öldüren babaya ve azmettiren amcalara ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermiştir. Zabıtlara; "Cinsel Tercih" yerine, "Cinsel Yönelim" ibaresini yazdırabilen savcılarımız olmuştur.

12-) Örnekleri çoğaltabilecekken, ülkemizin; Ruanda, Gana gibi ülkelerle aynı kategoride olması ne derece doğru? Tabi ki ülkemiz ve dünya LGBTI hakları konusunda bugünlere kolay gelmedi. Özellikle eğlence sektöründe çalışanlar çok ağır şiddet gördüler, işyerleri yağmalandı.

13-) Kadına benzeyebilmek için "DUVAR" ameliyatları oldular. Tabi ki genel beklenti, bir valimizin #OnurYürüyüşü 'ne en ön safta katılıp, elinde gökkuşağı bayrak saklaması değil. Ancak 10 yıl önce yalnızca 30 kişinin katıldığı bu yürüyüşe bugün 10.000ler katılıyor.

14-) Yine de bu insanlar, günlük hayatlarının her alanında sürekli olarak ayrımcılığa uğruyor ve homofobik söylemlerle karşı karşıya kalıyor. Bu insanlar büyük bir depresyon ve anksiyete sıkıntısı yaşıyor. Alkol ve madde bağımlılığına yöneliyor.

15-) İş bulamamak, eğitim alamamak onları zamanla yoksulluğa itebiliyor. Yoksulluk, beraberinde suç işlemeye ya da seks işçiliğine yönelmeyi arttırabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü ( @WHO ) 17 Mayıs 1990'da açıkladığı çalışmanın sonucunda "Eşcinsellik Hastalık Değildir!" demiştir.

16-) Dünyada LGBTI bireylerle ilgili her türlü yasal düzenlemeyi yapan, hatta resmi ve dinî evliliklerine dahi onay veren ülkelerde bile LGBTI bireyler ciddi bir nefret söylemi ve nefret suçu ile karşı karşıyayken, Türkiye 2008-2015 yılları arasında trans cinayetlerinde...

17-) ...35 cinayetle Avrupa birincisi. Avrupanın tamamında aynı dönemde öldürülen LGBTI bireylerle sayısı 57! Avrupa ülkeleri,bu konuda çok gelişmiş yasalara sahip. Ancak bilindiği üzere yasalar tek başına yeterli olamıyor. Dünyanın her yerinde geniş kesimleri tepki gösteriyor.

18-) Çünkü LGBTI bireyler hakkında çok az şey biliyoruz. Bu bilinmezlik bizi korkutuyor. Korku zamanla öfkeye, öfke nefrete, nefret de şiddete dönüşüyor. Bu yüzyıllardır süre gelen bir korku aslında. Yüzyıllardır eşcinselliğin, veba gibi toplumdan arındırılması gereken bir ...

19-)... hastalık olduğunun düşünülmesi korkusu! Yüzyıllardır inançlara aykırı olduğu, günah olduğunun düşünülmesi korkusu! Yüzyıllardır üremeye yaramadığı için, doğaya aykırı olduğu korkusu! Elbette herkesin kültürüne, inancına, dünya görüşüne saygımız sonsuz.

20-) Ancak bugün doğada 500'den fazla türün; kuştan, balığa; ördekten, solucana kadar eşcinsel davranışlarda bulunduğu bilimsel bir gerçektir. Tamamı olmasa dahi büyük bir kısmı bilimsel yöntemlerle izah da edilebiliyor. Bu bilimsel çalışmalar konunun doğaya aykırı olmadığını...

21-) ...doğa eşcinsel davranışı defalarca tekrarlayan bir sistem. 10 Aralık 1948’de BM Genel Kurulu’nun Paris’te yapılan 183. Oturumunda kabul edilen 30 maddelik “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi”ne Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak imza atmamızla birlikte,

22-) bütün insanların onur ve haklar açısından özgür ve eşit olduğunu kabul etmişiz. Tüm insanların güven içerisinde, özgürce yaşam hakları olduğuna imza atmışız.
Bildirgede “TÜM İNSANLAR” yazıyor. Bir bölümü değil. Devletimiz temel haklar açısından her bireye eşit muamele...

23-)...etmek zorundadır. Kimse temel hak ve özgürlüklerden mahrum edilemez. Devletin her yurttaşına eşit haklar vermesi ve koruması Anayasal yükümlülüğüdür.
Eksik yasalar tamamlanabilir, yanlış yasalar düzeltilebilir. Önemli olan zihniyetleri değiştirmektir.

24-) Zihniyet de yalnızca bilimle değiştirilebilir. Bilim bize bugün DNA üzerindeki 3 bölgede, öncelikli olarak erkek eşcinselliği il ilgili etkileyen bölgeler olduğunu göstermekte. DNA üzerindeki 3 bölgenin başında X, Q, 12 kromozomu geliyor. Bu bölgede çok sayıda gen var.

25-) Henüz hangi genlerin eşcinselliğe yol açtığı bilinmiyor. Ancak eşcinselliğin genlerle ilgili bir boyutu olduğu da gerçektir.
DNA üzerinde metil grupların eklenmesiyle ortaya çıkan bazı değişiklikler de cinsel yönelimi etkiliyor. Bilim insanları buna “EPİGENETİK” diyor.

26-) “Dış etkenlerin meydana getirdiği epigenetik değişiklikler.” Fakat bu dış etkenler asla, “ Dominant bir anne, evde olmayan baba, ya da cinsel istismara uğrama” değildir. Epigenetik değişiklikler moleküler düzeyde ve anne karnında başlayan değişikliklerdir.

27-) Annenin hamileliğinde aşırı strese maruz kalması gibi. Moleküler olarak eşcinsellik henüz tam olarak tanımlanamamış olsa da, şu muhakkak ki, davranışı ağır cezalarla etkileyebilirsiniz belki ama yönelimi değiştirmeniz mümkün değildir.

28-) Cinsel yönelim ne tercih edilebilir, de özendirilebilir, ne öğretilebilir, ne de seçilebilir bir olgudur.
Çocuk istismarı ve ihmali alanında çalışma yapan bir dernek olarak, “Bu konu sizin ne üstünüze vazife ki?” diyebilirsiniz. Aslında tam da bizim üstümüze vazife.

29-) Çünkü cinsel yönelimler ergenlik çağı ile başlayan bir durumdur ve yasalarımıza göre 18 yaş altı herkes çocuktur. Cinsel yönelimi farklı olduğu için çok ağır şiddete, dışlanmaya ötekileştirilmeye maruz kalan 14-15 yaşındaki çocuklar da bizim çocuğumuz.

30-) Bu çalışmayı bu noktaya kadar okuma duyarlılığını gösterdiyseniz eğer, sizlerden birkaç ricamız olacak. Aşağılanan, ayrımcılığa uğrayan, oturacak ev, okuyacak okul, çalışacak iş bulamayan; depresyona, hatta intihara sürüklenecek kadar ağır psikolojik travmalar yaşayan...

31-) ... insanların; bir an için, anneniz, babanız, kardeşiniz, çocuğunuz, öğretmeniniz, öğrenciniz, doktorunuz, hastanız; aslında hepsinden önemlisi kendiniz olduğunu düşünün!

32-) Nasıl ki ÇOCUK İSTİSMARI İLE MÜCADELE çocukların vermesi gereken bir mücadele değilse, Nasıl ki KADIN CİNAYETLERİ kadınların kendi başlarına vermesi gereken bir mücadele değilse, Nasıl ki toplumun her kesiminin bu iki konuda ortak bir çaba içerisinde olması gerekliyse;

33-) LGBTI bireylerin hakları ile ilgili olarak da; hepimizin, hep birlikte çaba sarf etmesi gerekir.

34-) Şimdi sizlerden ricamız, bu çalışmayı okuduktan sonra cinsel yönelimin tabiatın içinde bir çeşitlilik olduğunu çevrenizde en az bir kişiye anlatın. Sizden ricamız, çevrenizden en az bir kişiye, her şeyden önce İNSAN olduğumuzu anlatın!

35-) Sizden ricamız, her insanın hayatını istediği gibi yaşamaya hakkı olduğunu, her insanın istediğini sevme hakkı olduğunu çevrenizde en az bir kişiye anlatın. Huzur, güven ve mutluluk içinde yaşayacağımız bir dünya umuduyla…

29 Haziran 2016 Çarşamba

Amerika’da eşcinsel gece kulübüne silahlı saldırı!

ABD’nin Florida eyaletinin Orlando kentinde Pulse Club adlı eşcinsel gece kulübüne düzenlenen saldırıda 50 kişi öldü, 53 kişi yaralandı. Olay üzerine Orlando’da olağanüstü hal ilan edildi. Güvenlik güçleri, 3 saat sonra gece klübüne girerek saldırganı öldürdü. Saldırganın kimliği Afgan asıllı Amerikan vatandaşı Omar Mateen olarak açıklandı. 29 yaşındaki saldırganın ABD’de silah eğitimi aldığı belirtiliyor. IŞİD ÜSTLENDİ ABD’nin terör listesinde ismi bulunmadığı kaydedilen Mateen’in saldırı sırasında acil servisi arayarak IŞİD’e bağlılık yemini ettiği ortaya çıktı. Çok geçmeden saldırının arkasındaki örgüt de belli oldu. Saldırıyı terör örgütü IŞİD üstlendi. YARALILARDAN BAZILARININ DURUMU AĞIR Saldırıda yaralanarak hastaneye kaldırılan 53 yaralıdan bazılarının durumunun ağır olduğu bildirildi. Saldırı sırasında gece kulübünde 300’den fazla kişinin bulunduğu bildiriliyor. OBAMA’DAN AÇIKLAMA ABD Başkanı Barack Obama da saldırıya ilişkin açıklama yapmak üzere kameralar karşısına geçti. “FBI, saldırıyı bir terör saldırısı olarak soruşturmaktadır” diyen Obama, şunları kaydetti: “Her türlü çabanın gösterilmesi için terör bağlantısı varsa ortaya çıkarılması emrini verdim. Bu Amerika’nın herhangi bir yerinde gerçekleşebilirdi. Orlando’nun yanında olacağız. Güvenlik güçlerimiz her gün hayatlarını tehlikeye atarak bu fedekarlıkları yapıyor. Bu tüm Amerika ve eşcinsel toplum için üzücü bir gün. Burada saldırgan insanların dostlarıyla bir araya gelmeyi seçtiği bir gece kulübüne saldırdı. Burası sadce bir gece kulübü değil bir dayanışma merkeziydi. Bu saldırı kim olursa olsun, etnik kimliği, cinsel tercihi, dini ne olursa olsun terörün tüm halkı hedef aldığını bize göstermiştir.” “HİÇBİR ŞEY YAPMAMAKLA AYNI” Bireysel silah satışına yönelik kontrollerin artırılması gerektiğini işaret eden Obama, “Bu olay bir saldırganın, okulda olsun ya da bir tapınak olsun ya da gece kulübünde olsun buradaki insanları katledebilmek için silah almasının ne kadar kolay olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu konuda engelleyici bir karar almamak hiçbir şey yapmamakla eş değerdir” ifadesini kullandı. Dışişleri Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler ABD’nin Orlando kentinde Pulse Club adlı eşcinsel gece kulübüne yönelik düzenlenen terör saldırısını kınadı Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, “Bugün ABD’nin Orlando şehrinde meydana gelen ve çok sayıda can kaybına sebep olduğu bildirilen terör saldırısını kınıyor, Amerikan halkına başsağlığı diliyoruz.” ifadesine yer verildi. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-mun da Orlando’da düzenlenen saldırıyı kınadığını belirtti. BM Genel Sekreteri, olayda hayatını kaybedenlerin yakınları ve ABD halkıyla birlikte durduğunu kaydetti. Amerikan İslam İlişkileri Konseyi de saldırıyı kınadı Amerikan İslam İlişkileri Konseyi (CAIR), 50 kişinin öldüğü ve 53 kişinin de yaralandığı Pulse Club adlı gece kulübünde meydana gelen saldırıya ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Bu korkunç saldırıyı kınıyoruz. Ölenlerin ailelerine ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz ve yaralananlara da geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz” ifadesine yer verildi. Bu tür saldırıların hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğinin belirtildiği açıklamada, “Amerikalı Müslüman topluluğu, diğer Amerikan vatandaşları gibi bu tür saldırıları meşru gören kişi veya grubların karşısındadır” değerlendirmesinde bulunuldu. Kurultay.net haber sitesinde Orlando katliamında Trump şüphesine dikkat çekildi! Kurultay.net’te yer alan haberde ABD’nin seçim dönemine girdiği bir zamanda böyle bir olayın gerçekleşmesi akıllarda soru işaretleri oluşturdu. İlk tepkiyi Muhamed Ali’nin ölümünden sonra popülerliği azalan İslam karşıtı söylemleriyle bilinen ABD Başkan adayı Donald Trump’dan geldi. Trump açıklamasında, “islamla ilgili ben size gerekenleri söylemiştim ve gereken önlemler alınmalı” şeklinde oldu. Muhammed Ali’den Donald Trump açıklaması Donald Trump’ın İslam’ı propaganda malzemesi olarak kullandığına işaret eden ve kısa süre önce 73 yaşın hayata veda efsane boksör Muhammed Ali, “Müslümanlar, İslam’ı çıkarları için kullanmaya çalışanlara karşı koymalı. Onun gibiler, insanları İslam dinini öğrenmekten soğutuyor” ifadelerini kullandı. Muhammed Ali’nin ölümü rüzgarı Hillary Clinton’a çevirmişti Efsane boksörün vefatıyla ABD başkanlık yarışında işler Trump aleyhine dönmeye başlamıştı. Müslümanların mesajları ön plana çıkarken, Trump’ın nefret söylemlerine de tepkiler artmaya başlamıştı. İşte tam da böyle bir ortamda Trump’ın ABD’nin Florida eyaletine bağlı Orlando şehrinde gerçekleşen saldırı başkan adayının söylemlerinde koz olarak kullanacağı söyleniyor. Başkanlık seçimlerine az bir zamanın kalması ve ardından böyle bir saldırının gerçekleşmesi Trump’ın “İslamafobik” politikasına hizmet ediyor ifadeleri kullanıldı.